Siyaset hararetli, siyasetçiler sessiz. Tüm siyasi partilerin belediye başkan aday adayları heyecanlı bir bekleyiş içine girerek gözler genel merkezlere ve Ankara’ya çevrildi.
Peki, böyle elini kolunu bağlayıp bekleyen aday adayları, yukarıya ne sunuyorlar ve ne bekliyorlar. Önceden seçim tarihi belirlenip, adaylık başvuruları yapıldığı andan itibaren çalışmalara başlanır, adaylıklar kesinleşinceye kadar herkes üzerine düşeni yapardı. Peki, son yıllarda ne oldu da aday adayları sessizliğe büründü. Müracaatını yapan öncelikle Ankara’nın yolunu tutuyor, arkasından bir kenara çekilip telefon bekliyor da kulisleri takip ediyor. Bu mantık kendiliğinden mi, yoksa yukarıdan mı kaynaklandı tartışılır ama, emek vermeden ekmek verilmediğini de bilmek lazım. Ekeceksin ki biçesin.
Tabi ki istisnalarımız yok değil, elbette var, onlar her şartta çalışmalarının karşılığını alıyor, ama öyle ama böyle önemli olan verilen emeğin bir şekilde kendilerine geri dönmesidir. Şöyle çevremizdeki aday adaylarına baktığımızda müracaatını yaptıktan sonra aynı aşk ve hevesle çalışan kaç kişi görüyoruz, iki ya da üçtür. Peki, kaç siyasi partiye başkanlık müracaatı yapmış aday adayı var? Yaklaşık 15 kişi. Bu 15 kişiden kaçı sahada, kaçı evde televizyon başında ya da kulis peşinde. Yarın aday olamadıklarında da kimse hayıflanmasın, siyaset özveri ister, siyaset fedakarlık ister.
Ak Parti cephesinde iki aday adayının dışında sahada olan yok, CHP ‘de ise rutin bir bekleyiş, MHP keza aynı durumda. İyi Parti’de ise hiç ses yok. Sadece sokak dedikodusu almış başını gidiyor. O aday olursa diğeri kazanır, diğeri aday olursa berisi kazanır, ittifak durumunda şöyle olur, bu gider, o kalır hesaplarının dışında elle tutulur siyaset yapana rastlamak zor.
Ankara zaten kendi derdinde, ittifaklar, adaylar, o senin, bu benim, didişmeler, dalaşmalar, pazarlıklar gırla. Ee, ülkenin geleceği, ekonomik kriz, pahalılık, iflaslar kimsenin derdinde değil, herkes bir yol tutturmuş gidiyor, sonun nereye varacağını bilmeden. O, onu, öbürü diğerini, diğeri berisini bekliyor. Hep birlikte beklemeye koyulduk, biz hep bekleriz ki zaten. Siyaset bile birkaç kişinin tekelinde, bunu da kabul etmek lazım.
Bireysel bakış açıları bir gün anlamını kaybettiğinde geriye dönülmesi imkansız olacaktır. Paylaşımcı, sorumluluk sahibi, egolardan arınmış, yarına güzel ve umutla bakmasını bilen, gönlü geniş siyasetçilerin bizleri yönetmesi temennisiyle kolaylıklar diliyorum.
