Yıldız Haber Gerçek ve Tarafsız Haber Sitesi
İlgili Makaleler
Mayra Sigorta Aracılık Hizmetleri Genel Müdürü Evren Acar ile deprem ve sigorta üzerine sohbet
- Çok üzücü bir felaket yaşadık. Acılar halen çok taze. Bu işin sigorta tarafı ise bizim için çok önemli bir boyut. Sizler, bir sigorta acentesi olarak ülkede neredeyse her 2 evden birinin halen depreme karşı sigorta koruması olmamasını, konut poliçelerinin azlığını, bedeni zararlara yönelik ürünlerin yeterince gelişmemesini, aslında tüm alanlardaki penetrasyon düşüklüğünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu alanda kendinize nasıl bir görev biçiyorsunuz?
Maalesef ki yüz yılın felaketi diye nitelendirilen çok büyük bir deprem yaşadık.
Öncelikle Türkiye’mize çok geçmiş olsun diyorum. Ülkemizin deprem riski açısından çok kritik bir noktada bulunduğunu zaten hepimiz biliyoruz.
Sigorta açısından değerlendirmek gerekir ise üzülerek belirtiyorum ki poliçe satın alımıyla ilgili bilinç henüz insanımıza tam olarak yerleşmedi. Ne zaman başıma bir şey gelir, o zaman çaresine bakarım mantığıyla düşünen bir kesim var.
Bu düşünce de otomatik olarak konutların sigortasız kalmasına neden oluyor. 1999 yılındaki deprem sonrasında, daha sonraki yıllarda farklı illerde meydana gelen depremler sonrasında dask ve konut sigortalarına taleplerin arttığını gözlemlemiştik. Bu en son 11 ili kapsayan büyük deprem sonrasında da konut ve dask poliçelerine oldukça rağbetin arttığını söyleyebiliriz.
Metrekare birim maliyetlerine istinaden dask ve konut primlerinin artışından dolayı poliçe satın almak isteyip erteleyenler, mevcut vadesi dolan poliçesini yeniletmeyenler veya hiç sigorta yaptırmayanlar bu son deprem sonrasında çok zor durumda kalarak ciddi anlamda mağdur oldular. Özellikle çevresinde sigortalı olan, hasarını tazmin eden ve zararını bir nebze olsun sigorta sayesinde karşılayanları görünce pişmanlık yaşadılar.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu gereğince elektrik, doğalgaz ve su aboneliği için dask poliçesi şartı koşuluyor ancak poliçenin vadesi dolunca kişiler yeniletmiyor.
Geliştirilmiş bir sistem ile her haneye ait nasıl bir adres kodu var ise bu adres kodlarına bağlı olarak dask poliçelerinin hatta konut poliçelerinin zorunlu tutularak takibinin yapılması sağlanabilir.
Biz Mayra Sigorta ekibi olarak her daim bilinç oluşması adına birbirini tamamladığına inandığımız ürünleri paket halinde sunma hedefiyle çalışıyoruz.
Dask poliçesi satın alan bir kişiye hem binası, hem eşyaları için depremi de teminat altına alacakları konut paket sigorta poliçesini öneriyoruz.
- Son yaşanan felaketi sektör ve acentelik mesleği açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada ve ülkemizde yıllar boyunca depremler yaşandı, yaşanmaya da devam edecek. Ancak meydana gelen son deprem, yarattığı etki olarak en büyüğü idi.
Sektör olarak değerlendirmek gerekirse güncel hasar tespitine göre 12 bin 141 bina ve 66 bin 58 bağımsız bölümün yıkıldığı, 144 bin 595 binanın ise ağır hasarlı olduğu açıklandı.
Rakamlar sürekli değişiyor ancak yine son verilere göre Dask için 222 bin adet hasar ihbarında bulunulmuş. Felaketin büyüklüğünü görmek bakımından Dask 2000 yılında kuruldu. 20 yılda toplam Dask tarafından açılmış dosya sayısı 115 bin adet. Dask’’ın 20 yılda ödediği hasar rakamı ise 1.5 milyar lira.
Asrın felaketi dediğimiz bu son depremdeki tahmini beklenilen dosya sayısı 600 bin adet. Dolayısıyla buradaki hasar ödemeleri milyarlara ulaşacaktır.
Deprem bölgesinde 3 milyon 150 bin araç bulunuyor.
Bu araçların %17’si, 530 bini kasko sigortasına sahip.
Kasko kapsamında 1 milyar liralık ödeme yapılacağı tahmin ediliyor.
Ayrıca bölgedeki konutların yüzde 20’sinin yangın sigortası var.
Tarsim kapsamında bölgede 2 milyon adet küçükbaş ve büyükbaş hayvan 6 milyon kanatlı kümes hayvanı, arı kovanı, sera ve bitkisel ürünler bulunuyor. Tarsim tarafından da 70-80 milyon TL’lik hasar ödemesi yapılması bekleniyor.
Bölgedeki fabrika ve işyerleri ile ilgili iş durması, kâr kaybı ve fiziksel zararlar kapsamında ise hasar ödeme tahmini 12 milyar TL.
Deprem bölgesinde 1 milyon 700 bin kişinin hayat sigortası var.
Buna göre 850 milyon TL’lik bir tazminat ödemesi yapılması bekleniyor.
Bu tüm rakamlar düşünüldüğünde sektör olarak zarar büyük görünse de bölgede sigorta penetrasyonu düşüktür.
Acente olarak bizlere düşen görev sigorta bilincinin arttırılması için sıklıkla müşteri ve müşteri adaylarımıza bilgilendirme yapmalı ve fayda sağlamak amacıyla hizmet edecek ürün içeriklerini anlattığımız görüşmeler sağlamaktır.
- Hayat sigortasını müşteriye sunmanın önemi de yaşanan can kayıpları ve geride kalan kişilerin yaşadığı maddi sıkıntılarla daha fazla ortaya çıktı.
Ancak hayat branşlarında acentelerin gücü yeterinde gelişmiyor. Bundan sonrası için neler değişebilir?
Sigorta poliçesi yaptıracak kişiler için son dönemde en önemli faktör tartışılmaz ki fiyat. Bir kısım müşteri kredi kullandığında mecburen hayat sigortası yaptırıyor. Yani sadece kredi kullanırsam zorunlu tutulduğu için hayat sigortası yaptırmalıyım mantığında. Bir kısım müşteri ise hem güvence hem de ürün türüne göre birikim yapma amaçlı tercih ediyor. Bizim insanımız hizmet satın aldığında o üründen kısa zamanda kullanım ve fayda sağlamayı hedefliyor. Bundan dolayıdır ki hayat sigortasına talep diğer sigorta ürünlerine göre daha azdır. Yaşanan felaket sonrasında gelecek kaygısını bir nebze olsun azaltmak adına hayat sigortası ürünleri hakkında detaylı bilgi isteyen müşterilerimiz olmaya başladı. Açıkça belirtmek gerekirse bir sağlık branşı kadar talep henüz tabi ki görmüyor. Ancak alışkanlıklar ve tercihler artan genç nüfus sayesinde değişecektir. Yeni kuşak çok daha bilinçli, araştırmacı ve geleceğini garanti almaya çok daha gayretli. Bundan dolayıdır ki hayat sigortası da tıpkı diğer sigorta ürünleri gibi daha yaygın hale gelecektir.
