Fatih Bıyıklı

Queen, Bu Yılki Oscar Ödül Töreninde Sahne Alacak

Hikâyesi Bohemian Rhapsody filmiyle sinemaya aktarılan Queen’in üyelerinden Brian May ve Roger Taylor, American Idol’la tanınan Adam Lambert ile beraber 24 Şubat’ta düzenlenecek Oscar ödül töreninde sahne alacak.

Bu yıl 24 Şubat’ta düzenlenecek 91. Oscar Ödülleri için meraklı bekleyişimiz sürüyor. Bir yandan hangi filmlerin ödül kazanacağını merak ederken; diğer bir yandan ödül töreninde hangi performansların sergileneceği konusunda yeni yeni haberler duyuyoruz.

Daha önce  A Star Is Born filmiyle En İyi Orijinal Şarkı dalında aday olan Lady Gaga’nın, Bradley Cooper ile beraber Shallow şarkısını seslendireceğini öğrenmiştik. Ayrıca RBG belgeselinden I’ll Fight ile Mary Poppins Returns’ten The Place Where Lost Things Go parçaları da törende canlı olarak seslendirilecek.

Queen ve Adam Lambert, 91. Oscar Ödülleri’nde Sahneye Çıkacak

Törende sahne alacağı açıklanan isimlere bir yenisi daha ekleniyor. Variety’nin haberine göre Queen üyelerinden Brian May ve Roger Taylor, American Idol’la şöhrete kavuşan Adam Lambert‘la birlikte 91. Oscar Ödülleri’nde sahne alacak. 2012 yılından itibaren Queen + Adam Lambert adı altında sahne performansları sergileyen Queen ve Adam Lambert, Oscar töreni için bir kez daha bir araya geliyor.

Queen’in, Oscar töreninde sahne alacak olması aslında beklenen bir durum. Freddy Mercury’i odak noktasına alarak Queen’in müzik dünyasındaki yolcuğunu konu alan Bohemian Rhapsody’nin, bu yılki ödül sezonunda ön plana çıkması bu durumun en büyük sebebi. Altın Küre’de drama kategorisinde En İyi Film dalında ödül kazanan filmin, Akademi Ödülleri’nde de En İyi Film dahil beş dalda Oscar adaylığı elde ettiğini unutmamak gerek. Bakalım bu durum, ödül töreninin düşen reytinglerini yükseltecek mi hep birlikte göreceğiz.

Godzilla: King of the Monsters’tan Tanıtım Fragmanı Yayınlandı

Oyuncu kadrosunda Millie Bobby Brown, Vera Farmiga, Sally Hawkins ve Kyle Chandler’ın yer aldığı Godzilla: King of the Monsters’tan yeni tanıtım fragmanı yayınlandı.

Yönetmenliğini Gareth Edwards’ın üstlendiği 2014 yapımı Godzilla’nın merakla beklenen devam filmi bu yıl sinemaseverler ile buluşacak. Mayıs ayında vizyona girecek Godzilla: King of the Monsters için tanıtım çalışmalarını sürdüren Legendary, filmden yeni bir tanıtım fragmanı yayınladı.

Yönetmenliğini son olarak 2015 yapımı Krampus filmini yöneten Michael Dougherty‘nin üstlendiği filmin başrolünde Stranger Things’teki Eleven rolüyle adını geniş kitlelere duyurmayı başaran Millie Bobby Brown yer alıyor. Brown’ın ilk uzun metraj film deneyimi olan yeni Godzilla filminde genç oyuncuya Vera Farmiga, Sally Hawkins, Kyle Chandler,  Bradley Whitford, Charles Dance ve O’Shea Jackson Jr. gibi isimler eşlik ediyor. Filmin senaryosunu ise Dougherty, daha önce Krampus’ta birlikte çalıştığı Zach Shields ile birlikte kaleme aldı.

Godzilla: King of the Monsters, 31 Mayıs’ta Vizyona Girecek.

https://www.youtube.com/watch?v=CWrb8PitaCU

Amazon Bundan Sonra Bazı Orijinal Filmlerini Sinemalarda Göstermeyecek

Manchester By the Sea, The Big Sick ve You Were Never Really Here gibi övgü toplayan filmlere imza atan Amazon Studios, bundan sonra bazı filmlerini sinemalarda göstermeden doğrudan Amazon Prime üzerinden yayınlayacak.

Filmlerini sinemalarda gösterime sokmadan doğrudan online platformu üzerinden yayınlayan Netflix sinema dünyasından tepki toplarken, Netflix’in bu alandaki en büyük rakibi olan Amazon uyguladığı strateji ile sinema dünyasının takdirini kazanmayı başarmıştı. Zira Amazon; Manchester By the Sea, The Big Sick ve You Were Never Really Here gibi orijinal filmlerini önce sinemalarda gösterip, aradan 90 gün gibi kayda dağer bir süre geçtikten sonra kendi online platformunda yayınlıyordu.

Sinema dünyasındaki beklenti Netflix’in Amazon gibi bir yayın stratejisi izlemesiydi ama görünen o ki tam tersi olacak. Variety’nin Amazon Studios Başkanı Jennifer Salke hakkında hazırladığı yeni makaleye bakılırsa bundan sonra Amazon da Netflix’e benzer bir yayın politikası izleyecek ve bazı filmlerini sinemalarda göstermeden, doğrudan onlineplatformu üzerinden yayınlayacak.

Amazon Studios’un Bazı Filmleri Sinemalarda Gösterilmeden Doğrudan Amazon Prime Video’da Yayınlanacak

Amazon’un bu kararında dijital platformlar arasındaki rekabetin bu yıl daha da kızışacak olmasının etkili olduğu söyleniyor. Halihazırda Netflix ve Hulu gibi dijital platformlarla rekabet hâlinde olan Amazon’un çok yakında Disney ve WanerMedia’nın dijital platformlarıyla da yarışması gerekecek. Üstelik bu stüdyoların kendi lisanslı içeriklerini diğer dijital platformlardan çekecek olması da Amazon ve Netflix gibi online platformların işini zorlaştıracak. Bu yüzden dijital platformlar kullanıcı kitlelerini genişletmek için orijinal içeriklerine daha bağımlı hâle geleccek.

Geçtiğimiz ay Sundance Film Festivali’nde dikkat çeken birçok filmin haklarını satın alan Amazon’un bu filmler için nasıl bir yayın stratejisi izleyeceği merak konusu. Şirket The Report ve Honey Boy gibi ödül kazanan filmlerin yanı sıra festivalin en dikkat çekici yapımlarından Late Night’ı da rekor bir ücret ödeyerek satın almıştı.

Netflix, Organize İşler Sazan Sarmalı’ndan Sonra Diğer Yerli Filmlere de Teklif Sunmaya Devam Ediyor

Organize İşler Sazan Sarmalı’nı henüz vizyondayken yayınlayarak büyük bir sürprize imza atan Netflix, sinema dünyasından tepki toplayan bu kararının etkileri sürerken Recep İvedik 6 için de benzer bir teklif sundu.

Netflix, ülke genelinde sinema salonlarının neredeyse yarısında gösterime giren ve vizyondaki ikinci haftasının sonunda 2.5 milyondan fazla seyirciye ulaşan Organize İşler Sazan Sarmalı’nı geçtiğimiz cuma günü, film vizyondayken yayınlayarak büyük bir sürprize imza atmıştı. Sinema dünyasında tepkiyle karşılanan bu olayın Türkiye sineması üzerinde nasıl bir etki yaratacağı tartışılmaya devam ederken, Netflix’in önümüzdeki dönemde çıkacak yeni filmlerle ilgili de benzer planları olduğu gün yüzüne çıktı.

Netflix Recep İvedik 6’nın Haklarını Satın Almak İçin 20 Milyon TL Teklif Etti

Yapımcılarla CGV Mars Group’u karşı karşıya getiren, sinema biletlerinin kâr dağılımında yaşanan krizin gündeme geldiği günlerde yapımcıların filmleri için Netflix’le görüşmelere başladığı kulaktan kulağa konuşulmaya başlanmıştı. Bu sebeple Organize İşler Sazan Sarmalı’nın Netflix’te yayınlanma tarihi sürpriz olsa da pazarlıkların yapıldığı ve filmin er ya da geç Netflix’te yayınlanacağı biliniyordu. Bu dönemde Şahan ve Togan Gökbakar kardeşlerin de Netflix’le görüştüğü söyleniyor. Resmi bir açıklama yapılmış olmasa da Netflix’in bu ay vizyona girmesi planlanan ancak şu ana kadar resmi bir vizyon tarihi açıklanmayan Recep İvedik 6’nın haklarını satın almak istediği belirtiliyor. Online içerik devinin Şahan Gökbakar’ın yeni filminin haklarını almak için 20 milyon TL teklif ettiği, ancak Şahan ve Togan Gökbakar kardeşlerin bu teklife şimdilik olumlu bir cevap vermediği belirtiliyor. CGV Mars Group’a karşı, Netflix kozunu elinde tutan Gökbakar kardeşlerin bir yandan da yasanın yürürlüğe gireceği tarih olan temmuz ayını beklediği düşünülebilir. Özellikle, Recep İvedik dışında yaptığı filmlerin gişesinde hayal kırıklığı yaşayan Gökbakar kardeşlerin altın yumurtlayan tavuklarını riske atacağını zannetmiyoruz.

Öte yandan BKM de Organize İşler Sazan Sarmalı’nın Netflix’te yayınlanmasına gelen tepkiler sonrası yayınladığı açıklamada, anlaşmanın sadece bu filmle sınırlı olduğunu ve bu yıl vizyona girecek diğer BKM filmlerinin sinemalarda gösterileceğini duyurmuştu.

Netflix, Recep İvedik 6 için sunduğu teklife henüz olumlu bir yanıt alamamış olsa da önümüzdeki dönemde yerli filmlere sunacağı tekliflerle Türkiye sinemasında dengeleri değiştirecek gibi görünüyor. Online içerik devinin ilerleyen günlerde hangi yapımlara teklif sunacağı merak konusu olmaya devam ediyor.

iPhone 7 ve 8 Modelleri Almanya’da Resmen Yasaklandı

Alman mahkemesinin iPhone 7 ve 8 modellerinin Almanya’da yasaklanması için Qualcomm’dan 1,52 milyar dolar kefalet bonosuna imza atmasını talep etmişti. Qualcomm’un ilgili sözleşmeyi imzalamasıyla iPhone 7 ve 8 modelleri Almanya’da resmen yasaklanmış oldu.

Alman mahkemesinin kararı doğrultusunda Apple`ın Almanya`da bulunan tüm mağazalardan iPhone 7 ve iPhone 8 model telefonlarını toplatması kararı çıktı. Böylece iPhone 7 ve iPhone 8 Almanya`da satılamayacak.

MAHKEME SATIŞI YASAKLAMIŞTI

Bundan birkaç hafta önce Alman mahkemesi, Qualcomm‘a ait olan ve cihazlarda güç tasarrufu sağlayan bir özelliğin gerekli izinler alınmadan Apple cihazlarında kullanıldığına karar vermişti. Mahkemede çıkan karar da iPhone 7 ve iPhone 8 cihazlarının Almanya’da satışının yasaklanması yönünde olmuştu.

SATIŞ YASAĞI YÜRÜRLÜĞE GİRDİ

Alman mahkemesi, bu satış yasağının yürürlüğe girmesi için Qualcomm’un 1,52 milyar dolar kefalet bonosuna imza atmasını talep etmişti. Bugün itibariyle Qualcomm, ilgili sözleşmeyi imzaladı ve satış yasağı yürürlüğe girdi.

APPLE: UMUTSUZ BİR GİRİŞİM

Ayrıca Çin‘de de iPone X ve iPhone 8’in yasaklanmasını sağlayan Qualcomm’a Apple’ın tepkisi ise “Şirketlerimiz arasındaki gerçek sorunlara odaklanmak yerine, umutsuz bir girişim” şeklinde oldu.

Kaynak: WebTekno

İLETİŞİM ÇATIŞMALARI

İLETİŞİM ÇATIŞMALARI

İnsan sosyal bir canlıdır. Sosyal olmasının gereği olarak da insanoğlu sürekli birbirleriyle bir iletişim halindedir.

Anlamak ve anlaşılmak için kurduğumuz iletişim zaman zaman da çatışmaya dönüşür. İnsanları birbirine yakınlaştıran iletişim iken kişileri ayrıştıran ve uzaklaştıran ise çatışmadır.

Ne olursa olsun her türlü iletişimi başlatan öncelikle farkındalıktır. Farkındalık bir tür iletişimin anahtarıdır. Etrafımızda olup bitenleri fark ettiğimiz oranda çevremizdekiler ile iletişim kurmuş oluruz.

Fark etmek en basit anlamda bir şeyin varlığını görmektir. Bunun tam tersi ise var olan bir şeyi yok saymaktır. Yani fark etmek iletişime götürürken yok saymak ise çatışmaya götürür.

İletişim çatışmalarının temelinde karşıdakini yok saymak vardır. Düşünceleri yok saymak, duyguları yok saymak, davranışları yok saymak, sonuç olarak bir tür karşıdakinin varlığını yok saymak.

İletişim çatışmalarının temelinde karşıdakini kabullenememe vardır. Tıpkı karşımızdakini yok saymak gibi.

Fark etmek ve bunun devamında gelen kabullenme her daim iyileştirir. İnsan kendini olduğu gibi kabul ederse kendi yaralarını iyileştirir. Karşıdakini kabullenirse de ilişkisini ve iletişimini iyileştirir.

Kabul etmediğimiz her şeyi değiştirmeye çalışırız. Çevremizdeki kişileri değiştirme çabası içinde oldukça da çatışma kaçınılmazdır.

Kabullenmeyle gelen iletişim bizi karşımızdakilerle uzlaşmaya götürür. Çatışmada ise güç savaşı vardır.

Uzlaşma her iki tarafa da iyi hissettirir. Güç savaşının kazananı ise tektir, bir taraf kazanırken diğer taraf kaybeder. Güç savaşı çatışmaya dönüştüğünde ise kazananı yoktur, her iki tarafa da kaybettirir.

Güç savaşları yıpratıcı ve yorucudur da.

İletişim istiyor isek önce karşımızdakini fark etmeliyiz. Anlamak ve anlaşılmak için kabullenmeliyiz.

Çatışmalardan uzaklaşmak ve çatışmaları sonlandırmak için güç savaşından vaz geçmeliyiz.

İlişkilerimizde kaybeden olmamak için çatışmak yerine iletişime geçerek hep birlikte karşılıklı kazanımlar elde edelim.

DUYGUSAL FARKINDALIK

Hayatımızın olmazsa olmazı duygularımızdır. Zaman zaman duygularımızı yok saysak da, bastırsak da duygularımız yaşamımızın her anında olmaya devam edecektir.
Duygularla hareket etmek ya da duygusal kararlar vermek hep bir zaaf olarak görülür. Oysa her kararımızda ve her davranışımızda biz istesek de istemesek de duygularımız vardır.
Duygularımızı yok sayamayacağımız gibi onlardan bağımsız da olamayız. Önemli olan duygularımızın bilincinde olmaktır.
Duygularımızın bilincinde olmak ise duygusal farkındalık ile başlar. Kişinin kendi duygularını fark etmesi ve anlamlandırması aynı zamanda duygusal zekanın bir göstergesidir.
Duygusal zeka olarak geçen EQ kavramının son yıllarda psikoloji biliminde oldukça önemli bir noktaya geldiğini görmekteyiz.
Bireylerin başarı ve yetenekleri daha önceleri IQ ile yani matematiksel zeka ile değerlendirilirken artık insan yaşamını sadece mantık ve matematik boyutuyla değerlendirmenin yeterli olamayacağı görüldü.
Beynimiz sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreden oluşmaktadır. Sol beynimiz mantık ve düşünce ile ilgili işlevler görürken sağ beynimiz ise duygularımızla ilgili alanı oluşturur.
Dolayısıyla düşüncelerimizi yok sayamacağımız gibi duygularımızı da kabul etmemek mümkün değildir.
Duygusallığı güçsüzlük ve zayıflık olarak görmek yerine duygularımıza odaklanarak kendimizi geliştirebiliriz.
Duygularımızı fark etmek kendimizi de tanımamızı sağlayacaktır. Duygularını bastıran ve yok sayan kişiler aynı zamanda kendilerinden de uzaklaşmaktadırlar.
Duyguları ile barışan bir kişi aynı zamanda kendisiyle de barışmış demektir. Kendi ile barışık olan çevresiyle de barışık olur.
Duygularımız yaşamımızda bizim için bir anlamda yol göstericidir. Bir şeyler yolunda gidiyorsa olumlu duygular yaşarız. Yolunda gitmeyen bir şeyler varsa da negatif duygularımız ortaya çıkar.
Duyguların farkında olmak neyin yolunda gidip gitmediğini bize gösterir. Dolayısıyla da duygularımızın fark ettikçe kişisel bilincimizde artacaktır.
O halde duygularımızdan kaçmak ve uzaklaşmak yerine duygularımızla barışmayı tercih etmeliyiz.
Duyguları fark etmek sadece kişisel gelişimimizi sağlamakla kalmaz aynı zamanda mutluluğumuz içinde önemli bir rol oynar.

Lenovo ThinkPad 52 duyuruldu!

Lenovo’dan çağ dışı yeni bir duyuru geldi. Genel olarak çağ dışı kelimesini eski, tatmin edemeyen anlamında kullanmaktayız ancak bu biraz o alana girmemekte.  Lenovo, bugün 6 TB depolama kapasitesi, 4K-15.6 inç ekranı, sekizinci nesil hexacore işlemcisi, Nvidia Quadro P3200 grafik kartı ile gelen ThinkPad P52’yi duyurdu. Çağ dışı?

ThinkPad P52, 2 adet Thunderbolt 3,HDMI 2.0, mini Display Port, üç adet USB-A 3.1, bir kulaklık girişi ve bir Ethernet portu içerecek.

Firma henüz bir fiyat bilgisi yayınlamadı fakat Dell’in ilk satış fiyatı için 1,999 dolar verdiğini, bu sebeple de Lenovo’un da benzer fiyatlarla piyasaya gireceği gelen bilgiler arasında. Tabii ki bu fiyatlandırmanın dedikodulardan ibaret olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

128 GB RAM’e sahip ThinkPad P52’nin, VR desteği ile de geliyor. Sanal gerçeklik deneyimini sonuna kadar yaşatacağını olan ThinkPad P52, artık yeni nesile geçişimizin yakın olduğunun da sinyallerini vermiyor değil. Peki ya siz ThinkPad P52 hakkında neler düşünüyorsunuz?

Kaynak: SistemSihirbazı

Apple’dan MacBook tamir programı

Zaman zaman cihazları için ücretsiz tamir ve değişim programları başlatan Apple, yeni bir programın duyurusunu yaptı. Buna göre firmanın MacBook ve MacBook Pro modellerinin klavyeleri ücretsiz olarak değiştirilecek. Tamir programı kapsamında 2015 ve 2017 arası üretilen MacBook ve MacBook Pro modellerinin klavyelerinde yaşanan sorun nedeniyle yenilenecek. Ücretsiz olarak yapılacak olan değişim için öncelikle sorun yaşanan bir model olması gerekiyor.

Apple Store veya Apple Yetkili Servis Sağlayıcısı’na götüren kullanıcılar, ücretsiz olarak tamir hizmetinden faydalanabilecek. Öncelikle cihazda sorun olup olmadığına dair tespit yapılacak. Yapılacak tamir bir veya daha fazla tuşun ya da tüm klavyenin değiştirilmesi şeklinde olacak. Eğer hasarın sıvı ya da fiziksel darbe dolayısıyla oluştuğu tespit edilirse tamir için ek ücret ödenmesi istenecek.

Hangi MacBook modelleri bu tamirden faydalanabilecek?

Ücretsiz tamir programından aşağıda ismi geçen modeller yararlanabilecek:

  • MacBook (Retina, 12-­inç, 2015 başı)
  • MacBook (Retina, 12­-inç, Early 2016)
  • MacBook (Retina, 12-­inç, 2017)
  • MacBook Pro (13­-inç, 2016, İki Thunderbolt 3 Portlu)
  • MacBook Pro (13-­inç, 2017, İki Thunderbolt 3 Portlu)
  • MacBook Pro (13-­inç, 2016, Dört Thunderbolt 3 Portlu)
  • MacBook Pro (13-­inç, 2017, Dört Thunderbolt 3 Portlu)
  • MacBook Pro (15-­inç, 2016)
  • MacBook Pro (15-­inç, 2017)

Sizin de bu tarihler arasında satın alınan bir MacBook ya da MacBook Pro bilgisayarınız varsa ve klavyesinde sorun yaşıyorsanız Apple‘ın resmi sayfasında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Microsoft sanal gerçeklik gözlüklerinden vazgeçti!

Anlaşılan artık Microsoft yavaş yavaş sanal gerçeklik gözlüklerine olan ilgisini kaybetmeye başlamış durumda. Pazarı yakından takip eden şirket, bu teknolojiye pek sıcak bakmıyor diyebiliriz.

Sony’nin PlayStatin VR ile ilgili endişelerine göz atan Microsoft, sanal gerçeklik hakkında bazı açıklamalarda bulunda. Yalnız bu açıklamalar, teknolojiye şirketin pek sıcak bakmadığını doğrulur nitelikte.

Microsoft Pazarlama şefi Mike Nicholas, Xbox konsollarına özel olarak bir sanal gerçeklik planlarının olmadığını belirterek, sanal gerçeklik teknolojilerine pek de sıcak bakmadıklarını dile getirdi.

Aslında 2016 yılında Phil Spencer Project Scorpio’nun en iyi sanal gerçeklik deneyimini yaşatacak olan konsol olduğunu açıklamış ve özellikle Oculus ile olan partnerliklerini de duyurmuştu.

PC’lerdeki gibi oldukça yüksek kare saniye oranının Xbox konsollarında da görüleceğini ve sanal gerçeklik tecrübesini Xbox Scorpio’da en iyi şekilde yaşanacağını belirtmişti. Ancak bu pek beklenildiği gibi ilerlememiş ve kullanıcılarında buna yanaşmaması üzerine planlamalar suya düşmüştü.

Görünen o ki sanal gerçeklik teknolojileri en azından oyun piyasasında beklendiği ilgiyi pek de görmedi. Microsoft’tan sanal gerçeklik teknolojileri ile ilgili gelecek için bir planımız yok açıklaması da bu durumu kanıtlar nitelikte.

En azından Sony, PLayStation tarafından bu teknolojiye olan desteklerine tüm hızıyla devam etmekte. Geleceğin ne göstereceği belli olmaz.