Yasemin Eryıldız

Karadenizliler Derneği Basınla Bir Araya Geldi

Şile Karadenizliler Derneği, yapılan Kongrenin ardından ilk icraatlarına basına kahvaltı vererek gerçekleştirdiler.

Şile Karadenizliler Derneği basınla kahvaltıda bir araya geldi.

Çiçeği burnunda yeni başkan basınla bir araya gelerek, “geçmişte derneğimize hizmet etmiş kim varsa teşekkür ediyoruz, bizim işimiz eleştirmek değil, önümüze bakıp, neler yapacağımızı konuşmaktır” dedi.

Yeni Başkan Erdal Özgürbüz, yapılan kongre ile  başkan seçilmesinin ardından yerel basına İkinci Bahar’da kahvaltı verdi.

Kahvaltıya Yıldız Haber Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Şile Karadenizliler Derneği Genel Sekreteri Yasemin Eryıldız, Haber Şile Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nurcan Kırcalı, Şile Gündem Gazetesi Muhabiri Ahmet Çakmak ve dernek yöneticileri katıldı.


Kahvaltı sonrası gazetecilere dernek çalışmaları hakkında bilgi veren Başkan Erdal Özgürbüz, iddialı konuştu. Başkan konuşmasında; “dernekçilik yemek vermekle olmaz, bizler yapacağımız icraatlarla birilerine faydalı olamazsak anlamı kalmaz. Dernek siyaset yeri değildir hatta dernekte siyaset konuşmak dahi yasaktır. Bir dernekte her siyasi partiden üye var, bizler kimseye hükmetmek gibi bir lüksümüz yoktur. Siyasetin olduğu yerde dernekçilik olmaz. Ben bu hassasiyeti çok önemsiyorum. Bizler icraatlarımızla varlığımızı göstereceğiz.Bu anlamda birçok projemiz var, bunları sırayla hayata geçireceğiz. Güzel işler yapabilmek için buradayız. Emek verilen her şeye de saygı duyarız. Yerel basını da çok önemsiyoruz. Sizlerin sayesinde sesimizi duyuyoruz. O yüzden ilk iş olarak sizlerle bir araya gelmeyi tercik ettik. Zaman içinde projelerimizi de paylaşacağız. Basından bir arkadaşımızı da yönetime aldık. Bizde her şey açık ve nettir. Burası da bir Karadeniz ilçesidir. Doğası, denizi ve dokusuyla özdeşleştiğimiz bir yapıya sahip. O yüzden kimseyi ayırt etmiyor, programlarımıza tüm Şilelileri davet ediyoruz. Birbirimize sahip çıkarsak, yaptığımız işlerin anlamı olur. Ayırımcı değil, dayanışma içinde olmalıyız. O, bu, şu değil, biz mantığıyla hareket edeceğiz” dedi.

Gazetecilerde; başta Başkan Erdal Özgürbüz olmak üzere tüm yönetime bu nazik davranışlarından dolayı teşekkür ederek, başarı dilediler.

ADD Şile Şube Başkanlığı Yeni Yerinde..

A.D.D Şile Şube Başkanlığı uzun yıllar hizmet verdikleri çalışma ofisini Belediye Başkanlığı yanında bulunan Osman Yaylalar Apt Pasajına taşıdı.

Şile Belediye Başkan Yardımcısı Soner Berksan,CHP Şile İlçe Başkanı İbrahim Çelik,İl Başkan Yardımcısı İbrahim Can Kıran yanı sıra CHP,İYİ Parti İlçe yöneticileri,STK temsilcileri  dernek üyeleri ve davetlilerin katılımıyla yeni ADD Şile Şube Başkanlığı yapılan açılışla yeni yerinde çalışmalarını sürdürecek.


Açılış öncesi  ev sahibi olarak konuşan ADD Şile Şube Başkanı Hanife Telli derneğin yerini mecburiyetten değiştirmek zorunda kaldık. Kısa zamanda yeni yerimize taşındık ve çalışmalarımıza hep birlikte yeni yerimizde sizlerin desteğiyle sürdüreceğiz.Bizlerin yanında olan desteklerini bizlerden eksik etmeyen Atatürk sevdalılarına teşekkür ediyorum dedi.Konuşma sonrasında açılış kurdelesi kesildi. 

Haber: Haber Şile

Amatör Seslerden Profesyonel Konser

Şile Belediyesi Musiki Cemiyeti 2020 yılının ilk konserini Kültür Merkezinde  verdi.

Şile Kültür Merkezi’nde düzenlenen ’’Türk Sanat Musikisi Kış Konseri’’ seyirciye şarkılarla sanat dolu gece yaşattı.


 Şef Gökhan Filizman’ın yönettiği orkestra ile hemen her makamdan oluşan repertuarda koronun yanında solo şarkılarda okundu.

Etkinliğe katılan Belediye Başkanı İlhan Ocaklı’’ Ben bu koro ile gurur duyuyorum. Kışın getirmiş olduğu olumsuz hava koşullarına rağmen kar, yağmur ve çamur demeden bugün bizlere müziğin ritmini ve keyfini yaşattıkları için teşekkür ediyorum.’’ dedi. Bu tarz etkinliklerin devam edeceğini söyleyen başkan Ocaklı ’’Konserlerimiz durmadan devam edecek. Bu tarz etkinliklere hepimizin ihtiyacı var.’’ söyleminde bulunarak, Belediyemiz Musiki Cemiyeti’nin faaliyetlerinin kararlılıkla devam edeceği sinyalini verdi.


Şile Kültür Merkezi’ni dolduran musiki severler konser esnasında koroyla beraber şarkılar söyledi. Keyifli dakikaların yaşandığı konserde, koroya ve Şile Belediyesine böyle bir etkinlikten dolayı teşekkür ettiler.

İYİ Parti Kahraman Koç’la Devam

İYİ Parti Şile  İlçe Teşkilatı, 2. Olağan kongresini Şile Belediyesi Nikah Sarayında  coşkulu bir katılımla gerçekleştirdi. 


İyi Parti Şile İlçe Başkanlığı 2.Olağan Kongresi’nde Divan Başkanlığına Tekirdağ Milletvekili Enes Kaplan katip üyeliklere ise Güler Arslan,Nilgün Üçyaşar ve Kazım Deniz seçildiler.Divan Başkanlığı’nın oluşturulmasının ardından gündem gereği saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

İyi Parti Şile İlçe Başkanlığı’nın yapılan 2.Olağan Kongresine İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas, GİK Üyesi İlay Aksoy,İ.B.B Ağaç Peyzaş A.Ş Genel Müdürü Ali Sukaş,İ.B.B Güvenlik A.Ş Genel Müdürü Ahmet Can Buğday,CHP Şile İlçe Başkanı İbrahim Çelik,Saadet Partisi Şile İlçe Başkanı Selami Köse,Muhtarlar,S.T.K Başkanları ve Belediye Meclis Üyeleri katıldılar.

Kongrede siyasi konuşmalar kısmında söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas yaptığı konuşmada şunları söyledi. “Cesurlar hareketinin siz değerli temsilcileri, iyilik hareketinin yol açıcıları hepiniz hoş geldiniz.Bugün ülkemizin pek çok köşesinde,bir çok ilimizin bir çok ilçesinde bir demokrasi şöleni yaşanıyor.İlçelerimizde seçilmiş delegelerimizin oy kullandıkları İlçe Başkanlıklarının seçimi yapılıyor.Bu imkanı bize yaşattığı için Genel Başkanımız Meral Akşener’e teşekkür ediyoruz.


Ama Ondan sonra hiç geriye gitmemişiz.

Her gün biraz daha çoğalmışız.

İYİ Parti Şile İlçe Başkanı Kahraman Koç konuşmasında 47 arkadaşımızla ilk kongremizi yapmısız ama bugüne baktığımızda hiç geriye gitmeden her gün biraz daha büyüyerek yolumuza devam ediyoruz sözleri dikkat çekti. İlçe Başkanı ve kongrede tekrar seçilen Başkan Koç konuşmasında şunları söyledi. “ Heyecanımı maruz görün lütfen.2 yıl önce kongre hazırlığı yaparken bazı evraklar gözüme çarptı.47 arkadaşımızla ilk kongremizi yapmışız. Ama Ondan sonra hiç geriye gitmemişiz.Her gün biraz daha çoğalmışız.Biz sayımız azken insanlar bize tabiri caizse kötü gözle bakarken ki ne demek istediğimi çok iyi anlıyorsunuz hiç yılmayan ve korkmayan arkadaşlarımızla beraberdik.Çünkü biz Türk Milletiyiz.Bizim korkacak lüksümüz yok.Her zaman mücadele etmek zorundayız.Genel Başkan Yardımcımız Berna Hanımın da söylediği gibi bu ülke iyi yönetilmeyi hak ediyor.İyi yönetmek içinde taşın altına elimizi koymamız gerekiyor.Şu anda 62 mahalle başkanımız tamamıyla atanmış durumda.Bütün mahalleler ve mahalle muhtarlarımızla olan diyaloglarımız artarak devam ediyor ve edecek.Burada konuşuyoruz,konuştuklarımızın lafta kalmayacağını bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Şileli hemşerilerimiz görecektir.Bizim derdimiz ilk önce Genel Başkanımızı Cumhurbaşkanı yapmak,sonra Allah’ın izniyle Şile Belediyesini kazanmak.Sözlerimi daha fazla uzatmak istemiyorum.Zaten vermek istediğim mesajı almışınızdır.Burada mahalle başkanlarım ve muhtarlarımızdan bir ricam var.Muhtarlarımızın siyasi kimlikleri yok,onlarda seçilmiş şahsiyetler


.Bizleri iktidar yolunda yürüyen bir hareket olarak görmeye başladınız,bunun için önce teşekkür ediyorum.Bundan sonra da bizlerin çalışması için bizi zorlayın lütfen.Nelerin yapılması gerektiğini bize siz öğreteceksiniz.Biz bu siyasette acemiydik ama artık sizde kabul edersiniz acemiliğimizi attık.Burada İ.B.B iştiraklerinin genel müdürleri ve daire başkanlarımız var.Sizlerle birlikte onların kapısını aşındıracağız.Biliyoruz ki milletimizin derdi iş ve aş.Şile’de bu sorunu aşmak zorundayız.Büyükşehir Belediye Başkanı ve iştiraklerin genel müdürleriyle,daire başkanlarıyla yaptığım her görüşmede Şile’de işsizlik sorununun olmadığını Şile’de dışarıdan gelen insanların çokluğunu söylüyorum.Servisler kaldırılacak ve Şile’de yaşayan insanlarımız ekmek yiyecek.İstanbul’a olan tersine göçü çevirmek zorundayız ki bütün esnaflarımız da fayda görsün.Hepiniz biliyorsunuz gençlerimiz Ümraniye,Üsküdar bölgesinde.Asgari ücretlerle hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.Anne ve babaları burada köylerinde.Bu gençlerimize iş imkanı sağlayarak onlarında Şile’ye geri dönüşlerini sağlamak zorundayız.Biz bunun için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.

Konuşmaların sonrasında delegeler oylarını kullandılar ve Başkan Kahraman Koç ve yeni yönetim kurulu arkadaşlarıyla birlikte yeni dönem için alanda siyasi çalışmalarımıza büyüyerek hep birlikte ilçemize, insanımıza hizmet için varız dediler. 


Muharrem Durgun’la bir Dönem Tarih Oldu

Muharrem amcanın Ölümünü üzüntü ile öğrendim. Benim ve ailem için hayatımızda önemli yeri olmasının yanında Şahinkaya köyünün değerli mihenk taşlarındandı.

Muharrem Durgun;  01-03- 1933 tarihinde dünyaya geldi. 21- 10- 1956 yılında öğretmen oldu. 21- 10- 1987 yılında emekliye ayrıldı. Kendi attığı tarihle tam 31 yıl 10 ay  bu memlekete hizmet etti ve Cumhuriyet değerlerine sahip, Atatürkçü gençler yetiştirdi.


Hatırlıyorum; çocukluğumda her akşam sabah evimize gelir, dedemin babaannemin hatırını sorar, anne ve babamla muhabbet etmeden gitmezdi. O zamanlar Şahinkaya İlkokulunun adeta Mahmut hocasıydı. Yaramaz öğrencilerin korkulu rüyası aynı zamanda tüm öğrencilere babalık yapmayı misyon edinmişti.  Benim öğretmenim olmadı ama, öğretmenliğini hep gösterdi. Onu tanımayan bile ondaki öğretmen edasını anında fark ederdi, kravatsız evden çıkmaz, kılık kıyafetine hep önem verirdi. Emekli olduktan sonra kısa süre vekaleten muhtarlık yaptı. Kapı komşumuz olmasından ötürü de sürekli bir aradaydık.  Rahmetli babam kendisine hep muhtar olarak hitap etti ve bizim aile içinde adı muhtar olarak kaldı. Kendisi talep etmese de o görevde ona çok yakışıyordu. Köyün tamamına hakim olduğu gibi sorunlara da hakimdi. Çözüm mekanizmalarını anında devreye sokar, gerekeni yapardı. Ha, bu arada çok önemli farklı bir görevi de şiar edinmişti. Mahallenin başından Çaykaraya kadar ne kadar yaşlı varsa, deyim yerindeyse hepsinin reçetesini cebinde gezdirirdi. Akşam-sabah eve gidiş gelişlerde o ilaçlar saatli verildi.  Bürokrasi ile arası iyiydi,  köy siyaseti ile de yakinen ilgiliydi. Hemen her cenazeye katıldığı gibi her davete de icabet etmeye çalışırdı. En taze haberler ondan alınır, herkesin derdini kendine dert edinirdi. Aile dostluğunun ötesinde adeta aile büyüğümüzdü.  

Yıllar onu da yaşlandırmıştı, kütüphanesindeki kitaplarda tozlanmaya başlanmıştı artık. Muhtar amcayı ziyarete gidip te arşivini görmeyen belki de kimse yoktur. Aile büyüklerinden tutunda, köye ait dergi ve kitaplarına kadar değerli gördüğü her şeyi saklardı. Benim gazetelerimi bile arşivinde sakladığını kendisini her ziyaret ettiğimde söylerdi. Kişiye değer verdiğini hissettirir, saatlerce anlatırdı.

İnsanlar yaşlanınca kendilerine olan güvenleri de azalıyor. Artık eskisi gibi güçlü olmadıklarının bilincindedirler. Dolayısıyla ilgi ve alaka kendilerini motive eder, hala önemli olduklarını hissederler. Muhtar amcada öyle gururlu bir tavırla kendisi ile alakalı sosyal medyada yayınlanan övgü dolu yorumların çıktısını aldı ve sakladı. Bir akşam ziyaretine gittiğimde sohbet esnasında aynen şu ifadeleri kullandı. “ Yasemin kızım, seni takip ediyorum, benimle alakalı  internette çok güzel şeyler yazıldı, Kırıkhan dahil birçok ilden tanıdıklarımız olumlu düşüncelerini eksik etmediler, sağolsunlar. Okudum ve duygulandım. Onlara senin aracılığınla teşekkür etmek istiyorum beni haber yapar mısın” dedi. Memnuniyetle kabul etmeme rağmen, o günün bu gün olduğunu bilemedim.

Muharrem Durgun’la bir dönem daha  tarih oldu. Ragan, bir kez daha ağladı, bir kez daha sessizliğe büründü. Bir kez daha yara aldı, bir kez daha anlamsızlaştı. Bir dönem daha kapandı, Babam Hidayet Eryıldız, Mahmut amca, Fahri amca, Yıldız amca, Ahmet Aydınlı, İrfan amca ve iki mahallenin aynı kuşak arkadaşları, tek tek göçüp gittiler. Yaşamak kolay, dünyaya gelen yaşar ve ölür asıl olan geride bıraktıklarıdır. Onlarla ya yaşarsın, ya da ölürsün. Muhtar amca sende Şahinkaya köyüne iz bırakanlardan oldun, hemen herkese bir nebze de olsa dokundun ve buradan kendisine söylenen her güzel kelime için hepinize ayrı ayrı teşekkür  ettiğini yazmamı istemişti ya, şimdi yazıyorum.

Merhum emekli öğretmen Muharrem Durgun kendiyle alakalı yazılan tüm güzel kelimeler için hepinize ayrı ayrı TEŞEKKÜR etti.

Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, ruhu şad olsun. Ailesinin ve Şahinkaya Köyü’nün başı sağ olsun.

Karadenizlilere Taze Kan

Şile Karadenizliler Derneği yeni başkanı Ramazan Erdal Özgürbüz oldu.

Şile Karadenizliler Derneğinin  16 Şubat’ta yapmış olduğu olağan kongresinde işadamı Erdal Özgürbüz tek liste ile seçime giderek başkan seçildi.


Şile Karadenizliler Dernek lokalinde yapılan kongreye Belediye Başkanı İlhan Ocaklı’nın yanı sıra MHP Şile İlçe Başkanı Mustafa Pıçak ve Karadenizliler katıldı.  Saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından divan seçimini yapıldı. Belediye Başkanı yapmış olduğu konuşmada seçim öncesi Karadenizlilerin kendisine vermiş oldukları destek toplantısının hayatında önemli bir yeri olduğunu vurgularken şöyle dedi.


vefayı ve vefalı olmayı bilenlerdeniz

“Bu derneğin güzel işler yapabilmesi için bize düşen ne varsa emre amade olduğumuzu bilmenizi isterim. Benim için bu seçim döneminde Karadenizli derneğinin, Karadenizli hemşerilerimizin yapmış olduğu o toplantı hayatım boyunca unutamayacağım hatıralar arasındadır. Hayatımda gerçekten kabullenme ve sahiplenme konusunda aidiyeti itibarı ile Karadenizli hemşerilerimizin nikah salonunda gerçekleştirmiş oldukları program benim için gerçekten önemli ve anlamlıydı, hayatım boyunca bunu unutmayacağım, vefayı ve vefalı olmayı bilenlerdeniz. Aslında hepimizin paylaştığı bir kader vardır bu coğrafyada. Bu memlekete kimimiz 150 yıl önce gelmişiz, kimimiz 50 yıl önce gelmişiz, kimimiz belki de burada doğmuş büyümüş  ama artık bu dönem yerli ve yabancılık olayına nokta konulduğu bir dönem oldu. Çünkü biz bu ilçeyi seviyoruz, burada ikamet ediyoruz. Çoluğumuz, çocuğumuz burada büyütüyoruz, buranın değerlerini emin olun ki herkes kadar bizde sahip çıkıyoruz ve sahip çıkmaya da devam edeceğiz. Bu derneklerin amacı aslında ayırıştırmak değil, amacı aslında bölgenin kültürel ve doğal değerlerini burada sergileyip ve paylaşmak. Bunu yaşatmak ve memleket hasretini bir nebzede olsa gidermektir” dedi.


Başkan Ocaklı eski terminal meydanında bulunan Karadenizliler Derneğinin Şile’ye çok hakim bir yerde olduğunu dolayısıyla yeni yapılacak olan bu mekanla beraber oraları esnaf kendi değerleriyle bütünleştirecek ama biz benden önceki belediye başkanımızın bir çalışması vardı biz o çalışmayı yerine getireceğiz. Yani Şile’ye özgün karakteristik bir bu tür stk ların içinde yer alacağı yerleşkeyi en kısa zamanda size telim edeceğiz” dedi.

Yavuz Yılmaz

Başkan İlhan Ocaklı’nın konuşmasının ardından faaliyet raporu okundu. Eski başkan Yavuz Yılmaz faaliyet raporunu okurken yaptığı konuşmada; Karadenizlilerin zengin kültürlerini yaşatmak hem de tanıtmak amacıyla kurulmuş olup, bu misyonunu da halen sürdürmektedir. Derneğimizin kuruluşunu sağlayıp hizmet eden dernek başkan ve üyelerinden ahrete intikal edenlere Allah’tan rahmet diliyorum” diyerek faaliyet raporunu okudu.

Tahmini bütçe ve denetim raporlarının okunmasının ardından seçime gidildi. Oy birliği ile yeni başkan ve yönetimi açık seçim ile onaylandı.

Benim sözüm senettir

Çiçeği burnunda yeni başkan Erdal Özgürbüz yapmış olduğu konuşmada önce kendini tanıttı ve bu görevi kendisine verilmek istendiğinde başımızın üstüne deyip eski yönetimden görevi devir aldık.  Başkan Özgürbüz konuşmasında “bu bir bayrak yarışıdır, bu derneğe emeği geçen herke çok teşekkür ediyorum. Onlar olmasaydı biz burada bu kongreyi yapıyor olamayacaktık. Her birinin ayrı ayrı emeği var. En son başkan Yavuz başkana da emeğinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Beni tanıyan tanır, bu bayrağı çok iyi yere taşıyacağıma emin olabilirsiniz. Benim sözüm senettir bunu beni tanıyan herkes bilir. Bana bu görev teklif edildiği zaman hiç düşünmeden kabul ettim, benim yakın çevrem, ailem, eşim dostum hep şunu söyledi. Sen bu kadar işin arasında buna nasıl zaman ayıracaksın. Onlara da aynı şeyi söyledim, burada da aynı şeyi söylüyorum. Benim bütün işlerim ticari bu bir gönül işi, gönül işine her zaman zaman vardır. O yüzden de biz buna zaman ayırcağız, bundan hiç şüpheniz olmasın, bana her zaman buradaki herkes çok rahat ulaşabilir zaten burada olacağım. Hep beraber olacağız ve gereken ne ise yapacağız. Karadenizliler derneğini hak ettiği noktaya getireceğiz” dedi.

Çekilen hatıra fotoğrafının ardından kongre sona erdi.


YÖNETİM:

  1. Ramazan Erdal ÖZGÜRBÜZ
  2. Zafer YILMAZ
  3. Yasemin ERYILDIZ
  4. Ahmet ATIŞ
  5. Çetin YAZICI
  6. Sedat YILDIZ
  7. Çağrı Burak YAŞAR

DENETİM:

  1. Yavuz YILMAZ
  2. Hüseyin ATIŞ
  3. Turan BİLGE

CHP’ de Hep Bana Rab Bena mı?

CHP şile kongresini yaptı. Eski ilçe başkanı yeniden başkan oldu. Seçim bitmiş olmasına rağmen varlığını bir türlü hissettiremediği gibi de tepki çekmeye başladı.  Vatandaş ana muhalefet partisinden muhalefet beklerken, Büyükşehir Belediyesinin CHP’de olmasından dolayı da  beklentiler fazlasıyla arttı. Seçim sonrası duraklama dönemine giren CHP Şile ilçe örgütünün, partiyi bitirme noktasına getirdiği de bazı partililer tarafından da söylemektedir.

Seçim öncesi bir ilçe başkanından beklenen özellikleri kaleme almamıza rağmen, yapılan her eleştiriye, uyarıya kulaklarını tıkayan bir partinin başarılı olabilmesi mümkün müdür diye de sorulmalıdır. Sokağın sesini dikkate almayan, geçmişte yapılan hataları ısrarlı bir şekilde devam ettiren bir partinin amacı da tartışılır.

Hemen her seçim merkezden birinci, genelde 2. Olan bir partinin son belediye seçimlerinde bir tane bile meclis üyesi çıkaramaması, düşündürücü olmasına karşı negatif yönde  meziyet isteyen bir başarısızlık örneği olarak ta karşımıza çıkıyor. Siyaseti hangi amaçla ve ne diye yaptıklarının dahi bilinci ile hareket edildiğinde ortaya sıfır başarı çıkması imkansız hale gelir. Sağlıklı düşünen bir beynin bunu nasıl algılayıp, yorumlaması da son derece enteresan bir olaydır.

“Hep bana, rab bena mantığı ile gidildiği taktirde, ne sana, ne bir başkasına olur. Baba malı gibi o koltuklarda oturulduğu sürece,  yan gelip yatmaktan bir adım öteye gidilemez, taki biri gelip oranın gerçek sahibi halk olduğunu hatırlatana kadar.  Halka dokunmayan, varlığını hissettirmeyen, halkın içinde olmayan, kendini dahi gösteremeyen hiçbir siyasi partinin başarıdan söz etmesi mümkün değildir.

Kişisel egolar, kaçak köçek çekişmeler, umursamaz tavırlar içine giren her siyasetçinin siyasette fazla uzun ömürlü olamayacağı örneklerle mevcut olup, onaylanmıştır. Bu zihniyetlerin hangi kafaya hizmet ettikleri, gücünü halktan alması gerekirken, nereden aldıkları da merak edilmektedir. Başarı elde etmek isteniliyorsa geçmişten ders çıkartmalı ve bir an önce kendilerine çekidüzen vermeleri gerektiği konusunda daha dikkatli olmalarında yarar vardır aksi halde başarısızlıklarıyla hem partilerine, hem siyasete hem de halka zarar vermeleri kaçınılmaz olacaktır.

Belediyecilik ve Şehir Yönetimi

Bugün burada belediyecilik ve Şehircilik nasıl yapılıyor aksayan yönler nelerdir, neler yapılmalı konusunu, yaşadığımız ŞİLE ilçesi özelinde anlatmaya çalışacağız.

      Bilindiği üzere Şile aslında Bir Turizm bölgesi olarak bilinmesine rağmen hiçbir Turistin gelmediği bir şehir. Bunun sebeplerini araştırmak neden diye sorgulama yapmak bile vakit kaybı bence.Çünki her şey apaçık ortada.

-Bir şehirde Turizm olması için Turistin ilgi alanına girecek konuları bilmek ve buna göre şehir planlaması yapmak gerekir. Bunlar Tarihi alanları ortaya çıkarmak,eğlence alanları oluşturmak,kaliteli otellerin uygun alanlarda yapılmasını sağlamak,bu konuda yatırım yapmak isteyen işadamlarıyla çalıştaylar yapıp onlara zemin hazırlamak bir yol ve yöntemdir.Şu soralım Turist Şile ye neden gelsin? Elbette ki Hiçbir sebebi yok. Turistler km lerce yol kat ederek görmek istedikleri yerlere giderler. Şilede nereye gelecekler sorusunun cevabında aramaya gerek yok cevap açık,hiçbir yerde.Bununla ilgili Belediye bünyesinde bir birim kurulup ,kültür bakanlığından da destek sağlanarak  acilen konu masaya yatırılmalıdır.Bir mağara bile olsa bunlar değerlendirilmelidir.

-Kent Konseyinin faaliyetlerinin ne olduğu belli değildir. Kent konseyi akil adamlardan oluşturulmalı ve her ay rapor hazırlamalıdır.

-Yerli Turist diye tabir edilen, gün içi ve hafta sonları gezi yapanlar gelir mi Şileye ? Yaz günü hafta sonları ve sadece denize girmek için gelirler ve geliyorlar. Neden geliyorlar alternatifleri az bu grubun.Peki  bu insanlar yazın ilk üç ayı haricinde deniz mevsimi bittiğinde geliyor mu şehre hayır. Maddi ve kültürel anlamda katkıları var mı dersek yok gibi.Yok  çünkü, ihtiyacını kendi bölgesinden alıyor Şileye geliyor,denize giriyor trafiğe takılmamak içinde erken saatte geri dönüyor.Geride bıraktığı çöp yığınları kalıyor.Bu insanlardan nasıl faydalanacağız ,onları bu şehre iki ayın dışında nasıl getireceğiz,daha uzun kalmalarını nasıl sağlayacağız , onlardan ekonomik  ve kültürel  olarak nasıl faydalanacağız bunu ortaya koymak gerekiyor.Bu çözümleri nasıl bulacağınızın yanıtı bellidir. Şehirde akil insanlarla yapacağınız çalıştaylarla fikir alışverişi yaparak. Şile plajlarına gelen insanlar şehri gezmiyorsa,şehirde kalamıyorsa çözümünü bulacaksınız. Rantı şehir insanına aktarmıyorsa katkı yapmıyorsa  sizinle bölüşmüyorsa kendinizi sorgulayacaksınız.

-Belediyecilik aslında şehir planlaması demek. Siz şehrinizde 15 metreden geniş cepheli binaların yapılmasına müsaade etmezseniz,caddelerde düzgün mağazaların oluşmasına zemin hazırlamazsanız aykırı yapılaşmanın önüne geçemezsiniz.Hiç kimse Şilede bir imar artışından bahsetmiyor sadece imar planlarında düzeltmelerden söz ediyoruz. Hatta bu planların uygulamasından sorumlu olan İmar plan proje müdürlüğü,İmar Müdürlüğü ve bunlardan sorumlu başkan yardımcılarının bu işe ne kadar vakıf olduğu,şehre uygun yapılanma ve plan konusunda ne yapması gerektiğinden bahsediyoruz.Bir şehirde Planlarda olmasına rağmen verilmeyen imar hakları ve Planda olmadığı halde kişiye özel rant oluşturacak uygulamalar yapılıyorsa eğer ,o şehirde adaletli ve şehre yarar sağlayan planlamadan söz edemezsiniz.

-Şehrin Tarım ve hayvancılıkla ilgili konularda umursamaz  ve tam bir başıboşluğa terk edildiğini görmekteyiz. Bu ülkeyi yöneten kadro her türlü yasal zemini hazırlamasına rağmen tüm gerekli kanunları çıkarmasına rağmen ,Ne Belediyeler,  ne Tarım ve Hayvancılık il müdürlükleri üzerine düşen görevleri  yapmıyorlar.Bu şehrin Eğlence alanları,Turizm alanları,Hayvancılık yapılabilecek alanları fazlasıyla mevcut iken bu konuda hiçbir planlamanın olmadığı ortada.Bu kadar ormanlık alan içinde hayvanlar sokaklarda aç ve başıboş kalıyorsa,bu kadar tarım alanı varken şehrin çiftçisi yeterli desteği alamıyorsa ve doğru planlarla yönlendirilemiyorsa bu kurumların kendini sorgulaması gerekir.

-Belediye yönetimleri  önce kendi iç yapısını doğru seçmelidir. Seçilen meclis üyeleri vasıfsız ve yetersizse siz Başkan olarak hiçbir şey yapamazsınız.Belediyenin iştiraki olan şirketler  bu kadar pozitif ayrımcılığa rağmen gerçek bir işletme gibi çalışamıyorsa bunun sebepleri bellidir.Çözümü üretecek olanda bellidir.

-Şehirde istihdam sağlanması ve işsizliğe çare üretmek  öncelikle vatandaşın kendi işini yaratmasıyla mümkündür. Tabiî ki kamudan da destek vererek  bunu kolaylaştırmak gerekir.İstihdamın Devlet tarafından sağlanacağı alanlar kısıtlıdır ve kurallara bağlıdır.Tabiiki Belediyelerin işadamlarıyla planlama yapmak suretiyle  istihdam sağlaması,bu koşuluna bağlı olarak işadamlarına kolaylık sağlayacak adımlar atması da çok önemlidir.Bir işadamı bir şehirde fabrika kuracaksa onun ne kazanacağına bakmadan şehrin yapısını bozmadan ve şehrin ne kazanacağı düşüncesiyle hareket etmek doğru olandır.Bu konuda pozitif ayrımcılık yapmanın hiçbir mahsurlu tarafı yoktur ve  gelecek eleştirilerde hiç önemli değildir.

-Yaz aylarında Deniz ulaşımının mutlaka sağlanması gereklidir. Bu aynı zamanda karayolu üzerindeki yoğunluğu düşürecek,kaza risklerini azaltacak ve şehre daha farklı bölgelerden insanın gelmesini sağlayacaktır.Hava muhalefeti ile ilgili gereksiz konuşmalar ve engelleyici anlatımlara bakılmaksızın konu acilen gündeme alınmalıdır.Hava muhalefetinin olduğu zamanlarda gerekli uyarılar yapıldığında tüm şehir hatları ve şehir dışı seferlerin durdurulduğu gerçeği oradayken bu konuda muhalefet etmenin de hiçbir anlamı  yoktur.

-Altyapıyla ilgili sorunlara  akıllı bir çalışmayla uzun vadeli çözüm üretilecek projelerin var olduğu bilinmelidir.Bu konuda acilen çalışma yapılmalı sorun ölümlere sebebiyet verecek noktaya gelmeden çözülmelidir.

-En büyük şikayet konularından biride şehre gelen insanlarına esnafın pahalı hizmet vermek suretiyle  halk tabiriyle (müşteriyi kazıklamanın) önüne geçilmelidir. Bunun için esnaf sıkı denetlenmeli eğitilmeli  ve olmuyorsa gerekli görülürse ceza yöntemiyle ikna edilmelidir.

-Şehir içinde park sorunu her geçen gün artmaktadır. Yapılan katlı otoparka rağmen sorunun giderilememektedir. Küçük rakamlar ödememek için aracını uzun süreli sokakta bırakma alışkanlığının çaresi üretilmeli ve cezalar arttırılmalıdır.Hatta Park için uygun fiyata abonelikler oluşturulmalıdır.Vatandaş teşvik edilmelidir.

-Belediye elindeki boş alanları uygun şekilde planlayarak kiralamak suretiyle  vatandaşın hizmetine sunmalıdır.Dere ıslahının uzun vadeli bir iş olduğu gerçeğini de göz ardı etmeden konun gündeme getirilmeli çözüm üretilmelidir.

-Şehre yakın gelişmekte olan mahallelerde acil olmak üzere,şehrin tamamında imar planları yeniden gözden geçirilmelidir. Şehir yapısının alan olarak uygun olduğu göz önüne alınarak  Gaziantep Belediyesinin yaptığı gibi ve birçok yabancı şehirlerde örneği olan dev bir HAYVANAT PARK’ın   yapımı ciddi olarak düşünülmelidir.Bu hem maliyetsizdir, hem turizme katkısı olacaktır, hem istihdam yaratacaktır ve de ekonomiyi canlandıracak gerçekçi bir proje olarak Şileye tek başına ivme kazandıracak bir vizyon projesi olacaktır.

      Kısacası önerileri ve eleştirilerimizin sonunda söyleyeceğimiz son şey şudur. Şilede ivedilikle kapsamlı bir çalıştay düzenlemelidir.Belediye Başkanlığı buna öncülük etmelidir.Bu Çalıştay; Şilede mevcut tüm kamu birimlerinin,Mahalle Muhtarlarının,İnşaat sektöründen tüm firmaların ,küçük ve orta ölçekli esnafların ,Turizme yönelik faaliyet gösteren esnafın,tarımla,arıcılıkla, ormancılıkla gelir sağlayan tüm köylülerin,Mimar ve Mühendislerin,Üniversitenin ve Üniversiteden öğrencilerin  ve ev hanımlarının,öğretmenlerin  önceden haberdar edilerek katılacağı  geniş kapsamlı şekilde olmalıdır.Bu çalıştay bölümlere ayrılarak yapılmalı en az bir hafta sürmeli her konu başlığı ayrı ayrı tartışılmalıdır. Çalştayın bir kurulu oluşturulmalı   ve  sonunda mutlaka bir karar çıkmalı ,uygulanması takip edilmelidir.

Stres Dişleri de Olumsuz Etkiliyor!

Gün boyu şehir hayatı veya iş hayatına bağlı yaşanan stres, uyku sırasında diş gıcırdatma ( bruksizm) olarak karşımıza çıkıyor diyen Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Diş Hekimi Recep Eşkar, “En sık görülen uyku bozukluklarından biri olan ‘Bruksizm’, uykuda konuşma ve horlamadan sonra 3. sırada karşımıza çıkıyor” dedi.


Uyku esnasında oluşan ve çeneleri çok kuvvetli olarak birbirine sürtmenin, dişleri gıcırdatma (bruksism) olduğunu ve ülkemizde görülme sıklığının %20’lere kadar ulaştığını söyleyen Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Diş Hekimi Recep Eşkar, “Bruksizm ile ilgili araştırmalar diş gıcırdatmanın sebebini merkezi sinir sistemi rahatsızlığından ileri geldiğini gösterirken, bazı araştırmalar ise diş gıcırdatmanın sebebini aşırı duygusal hassasiyet, sinir, stres, kuruntu, dengesiz beslenme hareketsizliklik ve her şeyi kontrol altında tutma hissinin gece dışa vurumu olarak tanımlamaktadırlar” diye konuştu.


Diş sıkma ve gıcırdatmanın daha çok gece uykudayken istemsiz bir aktivite olduğu ancak bu durumun hastalar tarafından genellikle farkına varılmadığını söyleyen Diş Hekimi Eşkar; “Diş sıkma ve gıcırdatmanın birçok nedeni var ve bu nedenler arasında; stres ve kişisel özellikler, uyku düzeni, uyku esnasındaki solunum bozuklukları, travmatik yaralanmalar, merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları, yasadışı ilaç kullanımı (ekstazi), ilaç tedavileri (seratonin), alkol, kafein ve sigara kullanımı gibi faktörler sayılabilir. ‘Bruksizm’, en sık görülen uyku bozukluklarından, uykuda konuşma ve horlamadan sonra 3. sırada karşımıza çıkıyor. Hastalar genellikle diş gıcırdattığının farkında bile olmuyor. Hasta bize ancak dişlerde hassasiyet, aşınma, sallanma ve kırılma, diş sinirlerinde ölüm, çevre dokularda yaralanma, çene eklem rahatsızlıkları, baş ağrısı ve fonksiyon bozukluğu gibi durumlarda geliyor. Hastanın eşi ya da yakınları da bu durumdan rahatsız oluyorlar” dedi.

Diş Gıcırdatmamanın Çaresi Var

Diş sıkma ve gıcırdatma tedavisinin nasıl yapıldığı hakkında bilgi veren Dt Eşkar, “Uygulanan tedavi metodu çoğunlukla kişiye özel yaptığımız gece plaklarıyla ya da ortopedik apareylerle ( splint) aktivitenin kontrol altına alınmasını ve meydana gelebilecek patolojik veya fiziksel değişikliklerin önlemesini içerir. Hastanın rahatsızlığına göre yumuşak ya da sert olarak kişiye özel yapılarak tek çeneye yerleştirilen ve düzenli olarak uyumadan önce takılan bu apareyler diş gıcırtırtısı nedeniyle dişe zarar verecek her türlü olumsuz etkiyi ortadan kaldırmaya yarar. Diş apareyleri, diş gıcırdatma sonucu meydana gelebilecek diş minelerinin aşınması, dişlerin sallanması ve hatta diş kayıplarını önlemeye yardımcı olur . Yalnız düzenli kullanım şarttır” diye konuştu.


Bununla birlikte diş gıcırdatmanın altında yatan diğer stres kaynaklı problemler için de bir uzmandan yardım almalarında fayda var diyen Diş Hekimi Eşkar, diş gıcırdatma belirtilerini şöyle sıraladı.

Diş Gıcırtama Belirtileri

• Sabahleyin kalktığınızda yanaklarınızda ağrı varsa

•Çene haraketlerinde kısıtlılık

• Ağzınızı rahat açamıyorsanız, açtığınızda ağrı varsa ve gün içinde de ağrı devam ediyorsa

• Kulağa ve başa yayılan ağrılarınız varsa

• Ağız açma kapama sırasında zorluğun dışında klik, klak gibi sesler çıkıyorsa, uykuda dişlerinizi gıcırdatıyor olma ihtimaliniz çok yüksek.

14 Şubat’ta Kim, Ne Kadar Harcıyor?

Avantajix.com’un araştırmasına göre, Sevgililer Günü’nde elini cüzdanına en fazla sözlü-nişanlı erkekler atıyor. Flört aşamasında olan erkeklerin bütçesini romantik akşam yemeği; evli erkeklerinkini ise hediyeler sarsıyor.


14 Şubat Sevgililer Günü yaklaştı.

Bu özel günü unutulmaz kılmak isteyenler, en anlamlı hediye için arayışlarını sürdürüyor.

Tabii bir de bu hediyenin günün anlamına özel sunumu var. Bunun da en tercih edilen şekli romantik bir akşam yemeği.

Hediye artı akşam yemeği derken bütçeler epey sarsılıyor, kredi kartı limitleri zorlanıyor.

Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesi Avantajix.com, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde kimin ne kadar para harcadığını belirlemek amacıyla üyelerinin bir kısmı arasında anket düzenledi.

Sevgilisi olan bekarlar, sözlü-nişanlı onlar ile evli çiftlerin katıldığı anketin sonuçlarına göre, her 14 Şubat’ta olduğu gibi bu yıl da elini cüzdanına ağırlıklı olarak erkekler atacak.

Erkeklerde partnerine hediye alma oranı yüzde 80 iken bu oran kadınlarda yarı yarıya azalıyor.

14 Şubat’a en fazla anlamı sözlü-nişanlı erkekler yüklüyor. En pahalı hediyeyi onlar seçiyor ve bu hediyeyi lüks ortamlarda sunmanın hazırlığını yapıyorlar.

Sözlü-nişanlı erkekler, hediyeye en az 200 TL bütçe ayırıyor; bu rakamı binlerce liraya kadar çıkaranların oranı ise hiç de az değil. İki kişilik romantik akşam yemeğinin maliyeti de 300 TL’den başlıyor.

Sözlü-nişanlı kadınlar ise hediye için 100-300 TL aralığında harcama planlıyor. Akşam yemeğinin parasını “ben öderim” diyen kadın ise yok denecek kadar az.

Flört aşamasındaki erkekler, hediye konusunda biraz daha rahat görünüyor. 75-100 TL arasında küçük hediyeler planlayan gençler, daha çok hediyenin sunumu için kafa patlatıyor.

Onlar için, hediyenin kaça alındığı değil, nasıl sunulduğu önemli. Çoğunluğu, hediyesini bir notla vermeyi planlıyor.

Flört aşamasındaki erkekler de, akşam yemeği için en az 300 TL’yi gözden çıkartıyorlar.

Kadınlarda ise erkek arkadaşına hediye alma oranı en fazla flört aşamasında görülüyor. Her 10 kadından 6’sı erkek arkadaşına 100-200 TL arasında değeri olan hediye alıyor.

Evli çiftlerde ise hediye almak, ağırlıklı olarak erkeklerin görevi olarak görülüyor.

Ankete katılan erkeklerin yarısı bu özel günde eşine hediye aldığını söylerken, kadınlarda bu oran onda 2’ye kadar düşüyor. Erkekler, hediye için 100-150 TL arasında bütçe ayırıyor.

Evli çiftlerin yüzde 80 gibi çok büyük çoğunluğu, akşam yemeğini evde baş başa yemeyi tercih ediyor.